Tag Archives : mehmet zaman saçlıoğlu


ZAMANDAN ZAMANA ÖYKÜLER

BÜTÜNLEMELER ZAMANDAN ZAMANA ÖYKÜLER… M. Sadık Aslankara Geçenlerde “Yeni Sayfa”nın bölüm editörlerinden Şengül Yüksel, ellerinde dört beş yazımın biriktiğini, bunları güncelleştirme yönünde tek tek yayımlayacaklarını iletince, düşündüm kaldım… Biliyor olmalısınız, “yenisayfa.com”da sürdürdüğüm “Karşılamalar”a zaten Cumhuriyet Kitap’ta başladım ilk. Demek bundan böyle Cumhuriyet Kitap’ta da konaklamam gerekecek, durum bunu gösteriyor… “Karşılamalar”ı tek kitaba özgülüyorum genelde… Oysa […]


RÜZGAR GERİ GETİRİRSE’NİN YAZARINA ZAMANSIZ MEKTUP

“Rüzgâr Geri Getirirse”nin Yazarına Zamansız Mektup Pelin Özer Bazen tuhaf şeyler olur, akıp giden zamanın içinde onları yakalamayı başarabildiğimiz ender anlarda, gerçekten tuhaf olduklarına kendimizi inandırmak, o tuhaflık anısını korumak için anlaşılmaz çabalara gireriz. Başlangıçta o zamana geri dönebileceğimizi sanar, düşüncemizi alıp özenle geçmişe doğru uzatırız, onun ne denli devingen olduğunu anlamamız zaman alır, giderek […]


ÖYKÜ EŞİĞİNDE RÜZGARLA

Öykü Eşiğinde Rüzgarla Nalan Barbarosoğlu Paldır küldür girilmez öyküye. Öykünün önünde hep bir eşik vardır. Bir hikâyedir, bir yaşantıdır, bir söylentidir bazen bu eşik; öyküye girerken unutulmuş bir yüz, çizilmiş bir resim ya da  bir su damlası kılavuz olabilir yazana; harap bir ev, arnavutçileğinin kokusu, günışığı, görünüp kaybolan bir tebessüm, yırtık bir çorap, çınlayan bir […]


BİR DE KAPLUMBAĞA VAR

Bir de kaplumbağa var Mehmet Zaman Saçlıoğlu, polemiklerle uğraşmak yerine şiir ve öyküleriyle ulaşmayı amaçlıyor. Tavşanların adları çokça geçse de, kazanan hep kaplumbağalar olacaktır. Mehmet Zaman Saçlıoğlu bir kaplumbağa şair, yazardır.   SUNAY AKIN Yüzyıllar öncesinde yaşamış bir kaplumbağanın kabuğu ile bir adamın evleneceği kadınla tanışmasına neden olan koldüğmesi, eşinin küpesi, sevgilisinin bir tutam saçı […]


KENTLERİN GİZLİ BİLGİSİ

Kentlerin Gizli Bilgisi Yalçın Tosun  Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun, önceki kitabından yedi yıl sonra yayımladığı ‘Sur ve Gölge’, genelde kısa tümcelerden örülü, akıcı yapısıyla artık öyküye yaklaşımı konusunda belirli bir kararlılığı yansıtan bir yazarın kaleminden çıktığını hissettiren bir metinler toplamı Yunus Nadi Öykü Ödülü, Sait Faik Hikâye Armağanı ve Haldun Taner Öykü Ödülü’ne değer görülmüş bir […]


SUR VE GÖLGE

Sur ve Gölge Ali Bulunmaz Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun yeni öykü kitabı Sur ve Gölge’de üç uzun öykü karşılıyor bizi: Esere adını veren ‘Sur ve Gölge’, ‘Bir Başka Işık’ ve ‘Yüzün Tamamlayıcısı.’ Bu öykülerin her biri önemli isimlere ithaf edilmiş. ‘Sur ve Gölge’ Nurse Duruel’e; ‘Bir Başka Işık’ Semih Gemalmaz, Atila Ergür ve Türkel Minibaş’a; ‘Yüzün […]


DÜĞÜN VE CENAZE

düğün ve cenaze Sur ve Gölge’nin son öyküsü “Yüzün Tamamlayıcısı”, İstanbul-Antakya hattında, hayatla ölümün kesişim noktalarında, kader/yazgı, istek, irade kavramlarını düşündürten bir öykü… Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun Sur ve Gölge kitabının tanıtımından bildiğim için, biraz da özel bir ilgiyle, okumaya Antakya’yı içeren öyküyle başladım. Olumlu olumsuz birkaç duygunun düşüncenin gidip geldiği bir okuma oldu. Malatyalı Cemal, […]


RÜZGAR GERİ GETİRİRSE’NİN YAZARINA ZAMANSIZ MEKTUP

“Rüzgâr Geri Getirirse”nin Yazarına Zamansız Mektup Pelin Özer Bazen tuhaf şeyler olur, akıp giden zamanın içinde onları yakalamayı başarabildiğimiz ender anlarda, gerçekten tuhaf olduklarına kendimizi inandırmak, o tuhaflık anısını korumak için anlaşılmaz çabalara gireriz. Başlangıçta o zamana geri dönebileceğimizi sanar, düşüncemizi alıp özenle geçmişe doğru uzatırız, onun ne denli devingen olduğunu anlamamız zaman alır, giderek […]


YAZ EVİ İÇİN KISA BİR DEĞERLENDİRME

YAZ EVİ İÇİN KISA BİR DEĞERLENDİRME Emin Özdemir Yaygın bir kanı vardır. Derler ki her ilk yapıt, yaratıcısı için bir tür kanat alıştırmasıdır. Konusal yönden de özyaşamöyküsel nitelikler içerir. Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun Yaz Evi, bu genel ve yerleşik kanının dışında kalıyor, onunla bağdaşmıyor. İlk yapıt olmasına bir ilk yapıt, ama kendindenliği olan, öykücülüğümüzün açısından dokusunda […]


YAZINLA, YAZINCA, YAZIYLA…

YAZINLA, YAZINCA, YAZIYLA… M. Sadık Aslankara   Biliyorum, “çocukça” bulacaksınız, “Yazıyla” yazarken yaptığımı. Ama ben bu çocukluğu sürdürüyorum hâlâ… Bir para mı göndereceğim bankayla ya da postayla, bir sözleşme mi yazacağım içinde paraya değgin maddesi olan; o hınzırlığa engel olamıyorum bir türlü. İçimdeki “çocuk”, elinde kalem, sıranın o sözcüğe gelmesini bekliyor sabırsızlıkla… Hani, paranın önüne, […]